9 Eylül 2018 Pazar

OYUN BİZİM İŞİMİZ (OBİ)


Oyun Bizim İşimiz- Prof. Dr. Nesrin IŞIKOĞLU ERDOĞAN, OBİ katılımcıları ve Prof. Dr. Belma Tuğrul Hocamız ile ilk gün.


1.Gün : 07.09.2018



       
Oyun Bizim İşimiz” Erken çocukluk eğitiminde dijital oyun projesinin ilk gününde Prof. Dr. Belma Tuğrul Hocamız ile birlikteydik. Dijital oyun ile ilgili konulara geçmeden önce, oyuna, oyunun günlük hayattaki yerine ve çocuklar için önemine değindik. Etkinliklere başlama süreçleri bile oyun ile gelişti ve kendimizi diğer katılımcıların kulağına bir şeyler fısıldarken, aynı renk şekerlere sahip olduğumuz grup arkadaşlarımızı aramaya çalışırken bulduk. Tüm bunları yaparken de aslında “Her zaman yapılan, ara sıra yapılan ve hiç yapılmayan” uygulamaları hayata geçirdiğimizi fark ettik. Bu işleyişe uygun olarak, Belma hoca oyunu “her zaman yapılan şeylerin farklı ve çekici bir uygulama biçimi” şeklinde yeniden tanımladı.



Uygulamaların hepsine oyun ile başlayıp, oyun ile geliştirip oyun ile son verdik. Her ne kadar uygulamalar, konu ile ilgili katılımcılar arasında olsa da, okul öncesi sınıflarda nasıl uyarlamalar yapılabileceği konusuna da değinildi. Örneğin, sınıf içi etkileşimi geliştirmek adına renk-sayı eşleştirme oyunları ile nasıl gruplar kurulabileceği, kavram haritalarıyla çocuk ve oyun arasında ne gibi bağlantılar kurulabileceği ve kağıt kalem gibi basit materyallerin nasıl hayal gücü ile bir oyuncağa dönüşebileceği gibi etkinlikler yapıldı. Dolu dolu geçen günün sonunda, çocuğun işi olarak nitelendirdiğimiz “oyun”u kapsamlı bir şekilde ele almış olduk.

Oyunun, çocuğun hayatındaki yeri ve önemini ifade etmek için ortaya koyduğumuz tasarım.


2.Gün : 08.09.2018

İkinci gün etkinliklerine her grup bir geleneksel oyun ile oynayarak başladı. Poster hazırlama ve sunumumuzu görselleştirmek için boya kalemleriyle çokça uğraşan bizler ilk etapta masamızda hangi oyuncağın olduğunu anlamadık. Halbuki masamızda hayal gücümüzü rahatlıkla aktarabileceğimiz boş kağıtlar ve renkli kalemler vardı. Grup üyelerimden hayal kırıklığına uğrayanlar olsa da hemen işe koyulduk ve resimler yapmaya çalıştık. Yemek yapan, müzik aletlerini keşfeden diğer gruplarla beraber oyunları dijital platformda tekrar oynadık. Bu bize geleneksel oyunların da dijital platformlara taşınıp içeriğini zenginleştirme fırsatı sundu. Bu etkinlik, sıradan bir geleneksel oyun-dijital oyun karşılaştırması yapmak yerine ikisini de uygulama/oynama fırsatı sundu. Değerlendirmelerimizi deneyimler sonucu yaptığımız için daha sağlıklı olduğunu düşündüm ve muhtemelen kendi öğrencilerime de bu tarz fırsatlar vermeye özen göstereceğim.


Oynadığımız geleneksel ve dijital oyunları karşılaştırdığımız posterler.




         Sırada dijital oyun etkinliklerinin belki de en eğlenceli olanı “Scratch” var. Bir çoğumuz tarafından bilinen ya da en azından duyulmuş olan bu uygulama erken çocuklukta blok tabanlı kodlamaya olanak sağlıyor. Tamamen şekil ve sembollerle oluşturulmuş uygulama bilgisayar komut sistemini anlamaya yardımcı. 


Çok yönlü paylaşımlar da yapıyorduk :) İşte dijital dünyanın geleceğini anlatan film önerileri...



3.Gün : 09.09.2018


Olmalı mı Olmamalı mı? Yoksa hiç oynanmamalı mı? 😊 

Üçüncü gün etkinlikleri münazara ile başladı. Tabi ki savunulan konulardan biri dijital oyunlar diğeri ise geleneksel oyunlardı. Geleneksel oyun grubu üyesi olarak öncelikle grupta ‘Geleneksel Oyun’ başlığı üzerinde biraz oynama yaptık. Çünkü bazen ‘geleneksel’ nitelendirmesi oyunun cezbedici özelliğini gölgede bırakabiliyor. Bu yüzden biz oyunu ‘geleneksel’ yerine ‘genel’ olarak nitelendirip kapsayıcı bir özellik kazandırdık. Münazaranın sonunda geleneksel ve dijital oyun türlerinin olumlu olumsuz yönlerini ayrıntılı inceleyip tartışma fırsatı bulduk.


Bilgisayarsız Programlama
Kullanıcıları için bilgisayar tabanlı kodlamayı kolay bir hale getiren uygulamalarla programlama yapmak gerçekten eğlenceli. Peki ya bilgisayarlar olmasa? Bu durumda programlamaya ne gerek var diyebilirsiniz. O zaman gelin programlamanın tanımına bir bakalım.Programlama bir cihaza ya da bilgisayara bir problem durumu karşısında ne yapması gerektiğini öğretme işlemidir. Yani, aslında aynı dili konuşamayacağımız araçlara istediğimizi yaptırabilmek için kullandığımız dil olarak da yorumlanabilir. Çocuklar için, programlamaya geçmeden önce programlamanın ne işe yaradığı üzerinde durmamız yararlı olabilir. 

3.gün etkinliklerinin ikinci yarısı tam olarak bu konuya odaklandı. Konuşmanın dışında bir anlaşma yöntemi bulup, seçtiğimiz kişiye (ebeye) belli işler yaptırmaya çalıştık. Grubumuzdan 'ebe' olarak ben çıktım ve meraklı bekleyiş başladı :) Bir süre grupların çalışmalarından habersiz bekledikten sonra, oyun alanına indik ve her grup seçtiği ebeye komutların anlamlarını anlattı. Görevimiz bir labirent çizmekti ve çizmem gereken, boş bırakmam gereken, sağa sola dönmem gereken yerleri komutlar eşliğinde anlayıp uyguladım. Anlatma işi bence çok zordu :) fakat grubum harika bir yöntem geliştirmiş. Ben de elimden geldiğince komutları uyguladım. Sonuç olarak labirenti başarıyla çizdik. Bu etkinlik benim, hem okul öncesi çocuklar hem de lisans öğrencileri için kodlamayı en temel şekilde anlamaları açısından kullanabileceğim güzel bir etkinlik örneği oldu. Son derece keyif aldığım bu etkinliği kullanmak için fırsat kolluyor olacağım :)



Labirent tam olarak fark edilmese de göründüğünden daha zor olduğunu söyleyebilirm. Özellikle karşınızdakine labirenti hiç konuşmadan çizdirmeye çalışıyorsanız :)



4.Gün: 10.11.2018

OBİ’nin her günü eğlenceli, her günü öğretici. Fakat bu gün benim için en ilgi çekici, en eğlenceli olandı 😊 Sabah etkinliğimizde üç faklı robotla oynama fırsatımız oldu ve günlerdir süren eğitimi tam anlamıyla bütün bir şekilde kavradığımı hissettim. İlk gün yazısında paylaştığım üzere; ilk olarak oyunun ne olduğu ve çocuğun hayatındaki yerini tartışmakla başladığımız sürece, tabletler aracılığıyla dijital oyun eklenmişti. Sonrasında ise görece daha gelişmiş dijital oyunlar sürece dahil edildi. Kodlama ile ilgili temel bilgileri aldıktan sonra ‘Stratch’ ile erken çocukluk dönemi seviyesinde kodlama örneklerine değindik. Ve nihayetinde sırada : Robotik kodlama…
Robotik kodlama dünyasına da oyuna olduğu gibi aşamalı bir geçiş yaptık. Öncelikle robotları keşfedip onlarla uzun uzun oynadık. İçlerinden biri blok kodlamaya uygundu ve istediğimiz komutları oluşturmamıza olanak sağlıyordu. Bilgisayarlarla yaptığımız okul öncesi düzeye de uygun olan kodlamalarla, oyuncaklara erişebiliyor olmak ve onlarla oynamak fazlasıyla keyifliydi.











Robotların hepsi okul öncesi yaş grubuna uygun ve çeşitli etkinlikler için kullanılmaya müsait robotlardı.


6.Gün : 12.09.2018
Güne erken çocukluk eğitiminde teknoloji entegrasyonu konusuna değinerek başladık. Ardından 2-4 yaş için mobil uygulama seçme kriterlerini inceledik. Eğitimci olarak mobil uygulamaların çocukların yaş, gelişim düzeyi ve ilgisine uygun şekilde seçmemiz gerektiğini zaten biliyoruz. Bu noktada önemli olan aileyi, öğretmenleri ve öğretmen adaylarını konu ile ilgili bilinçlendirmek ve edindikleri bilgilerin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulamak. Artık ne yapacağımızı bildiğimize göre, sırada bu bilgiler doğrultusunda oyun seçme ve seçtiğimizi kritik etme var. Bu doğrultuda ilk olarak tabletlerdeki oyunları oynadık ve özelliklerini inceledik. Elimizdekiler seçilmiş örnekler oldukları için çocukların birden fazla gelişim alanını destekler nitelikteydi. Peki, tüm dijital oyunlar ve çocuklar için oluşturulan uygulamalar bu şekilde zararsız ve gelişimi destekleyici nitelikte mi? Bu soruya yanıt bulmak için katılımcılar olarak üçer dijital oyun indirerek içeriğini inceledik. İncelerken oyun özellikleri, sağladığı kazanımlar içerdiği potansiyel tehlikeleri belirlemek adına dijital oyun inceleme formu kullandık. Benim bulduğum ve incelediğim oyunlar: LEGO Juniors, Happy Glass ve Archaeologist.  Kötü örnekler olmadığını söyleyebileceğim bu üç oyundan Happy Glass’ın daha büyük yaş grubuna hitap ettiğini söyleyebilirim. Ama genel olarak daha az gelişim özelliğine odaklandığı için pek ilgimi çekmediler. Belki siz de deneyebilirsiniz 😊

Veee OBİ’nin bol eğlenceli ve keşif dolu etkinliklerinden bir diğeri; Mucit Atölyesini Ziyaret.
Bu atölyede çocukların ilgisini çekebilecek o kadar çok şey var ki. Kodlamayla ilgili oyuncaklar, mühendislik araçları, 3D yazıcı ve kalemler… Biz de tüm bu malzemelerden yararlanalım dedik
😊 ve çok renkli bir gün geçirdik.


 7.Gün : 13.09.2018
Programımızın son gününde “İnternette Oyun Oynama Bozukluğu” konusunu konuşmak üzere Prof. Dr. Burcu Çakaloz aramızdaydı. Önce bağımlılığın tanımı yapıldı ve konu üzerinde tartışıldı. Peki internet neden bağımlılık yapıyor? Verilen ilk cevap kolay ulaşılır olması. İnternete evde, alışveriş merkezinde, işyerlerinde, otobüste aklımıza gelebilecek hemen her yerde erişilebilir olması bağımlılığı tetikliyor. Diğer nedenlerden biri de görece daha ucuz olması. Biz de Young’ın internet bağımlılığı ölçeğini uyguladık ve inceledik. Ölçeği görmüş ve incelemiş olmak güzel bir deneyimdi ve bağımlılık kriterlerinin ne olduğu hakkında bilgi edinmiş oldum. Sunum süresince dikkatimi çeken ve üzerinde daha fazla bilgi edinebileceğim bilgileri not almaya çalıştım;
-İnternet bağımlılığı %50 oranında ruhsal bir bozukluğa eşlik etmektedir
-Ekran ışıklarının farklılaşması ve yanıp sönmesi, beyin dalgaları düzensiz olan bireylerde epilepsiyi tetikleyebiliyor.
-Sosyal anksiyete, çekingenlik, saldırgan kişilik özellikleri bulunanlar bağımlılık risk grubundadır.
-Bağımlılığın azaltılması için laptop ya da tablet yerine masa üstü bilgisayarlar tercih edilebilir.
-Bağımlılık ve negatif yönlerini sınırlamak için süre sınırı, kural koyma ve sözleşme yapma gibi yöntemlere başvurulabilir.
Sunumun ardından internet güvenliği konusuna geçtik ve güvenlik konusuna değinen siteleri inceledik. Tabii ki uygulama kısmı olmazsa olmazdı ve gruplar (ailelere, öğrencilere ve öğretmenlere) internet güvenliği ile ilgili broşür hazırladı. Bu bölümden de OBİ bilgi sandığıma attığım güvenli internet kullanımı ipuçları ve Kiddle oldu 😊
Ve son aktivitemiz. OBİ projesi kapsamında aldığımız eğitimin sonuna geldik. Artık oyun elçiliği görevini yerine getirme vakti. Ama önce etkinlik planı yapıp “dijital oyunu nasıl okul öncesi sınıflarda uygulamaya koyarız” sorusunun cevabını vermemiz gerekiyor. Biz planladığımız ekinlikte hayali bir uygulama ile çevremizi keşfettik. Belki bu düşünceleri geliştirerek ilerleyen zamanda böyle bir uygulamanın tasarlanmasında katkı sağlarız.

OBİ Bitmesin…
Güzel birlikteliklerin sonu pek kolay olmuyor. Artık OBİ projesinin sonuna geldik. Denizliye, Pamukkale Üniversitesine, Nesrin Hoca ve ekibine veda etmek zorundayız. Dijital oyun elçileri olarak üstlendiğimiz görevi en iyi şekilde yerine getirmeyi amaç edinip bunun heyecanı ile avunuyoruz. OBİ günlükleri de burada sona eriyor. Tanıdığım tüm hocalar ve edindiğim bilgiler için kendimi çok şanslı hissediyorum. Saygı ve sevgilerimle.